Su MABEYNCİ & Çetin ATEŞOĞLU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Su&Çetin Hayranlarının Buluşma Noktası
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 "Sette Korkudan Tuvalete Yalnız Gidemedik"

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haticee_
Isınan Üye
haticee_


Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 09/11/10

"Sette Korkudan Tuvalete Yalnız Gidemedik"  Empty
MesajKonu: "Sette Korkudan Tuvalete Yalnız Gidemedik"    "Sette Korkudan Tuvalete Yalnız Gidemedik"  I_icon_minitimeÇarş. Kas. 10, 2010 10:22 pm

"Okul"un genç yıldızlarından, ilk kez bir uzun metrajlı filmde rol alan Sinem Kobal, Cem Kılıç ve Berk Hakman: "Sahnelerin nasıl çekildiğini bilmemize rağmen galada filmi izlerken gerildik"


"Gerilim sahnelerinden önce yönetmenler bizi geriyordu" Yapımcılığını Sinan Çetinin, yönetmenliğini Durul ve Yağmur Taylanın yaptığı "Okul", bu hafta vizyona girdi. "Okul" bir gerilim-komedi gençlik filmi. Hamdi Alkan, Emre Kınay, Deniz Akkaya gibi tanınmış isimlerin yanında ilk kez uzun metrajlı bir filmde rol alan Sinem Kobal (Şebnem), Cem Kılıç (Burak) ve Berk Hakman (Ersin) sette yaşananları, korkularını ve korku filmlerini anlattılar. Berk Hakman: Bir arkadaşım okula gelerek bir korku filmi çekileceğini söyledi, telefon numaramı Sinan Çetinin şirketi Platoya verip veremeyeceğimi sordu. Ben de kabul ettim. Arayıp görüşmeye çağırdılar. Deneme filmi çekildi, bir hafta sonra senaryo bırakıldı. Öğrenciyken sadece kısa filmlerde rol almıştım, bu benim ilk tecrübem oldu.Sinem Kobal: Ailemle birlikte tatildeydim, Platodan bir telefon geldi. Böyle bir film yapılacağını söylediler. İstanbula döndükten sonra senaryoyu okudum ve kabul ettim. Çekimler ağustosta başladı ve bir ay sürdü. Cem Kılıç: Ben de o sırada Antalyada güneşleniyordum. Durul ve Yağmurun (Taylan) beni görmek istediği söylendi. Öğleden sonra uçağa bindim. Hatta lise öğrencisi gibi görünmek için saçımı sakalımı keserek Platoya gittim. Yağmurla görüştüm, senaryoyu verdiler. Bu filmde nasıl rol aldınız? S.K.: Çekimlerden iki hafta önce bir araya gelmeye başladık. Birlikte bir sürü korku filmi izledik, senaryoyu okuduk. Her gün hemen hemen bir korku-gerilim filmi seyrettik. Çünkü senaryoda çok sayıda ağlama ve korku sahnem vardı. Benim de yaptığım en zor şeydir ağlamak. Bunun için bol bol korku filmi seyrettim. Durul ve Yağmur sahnelerden önce çok iyi hazırladılar bizi. Gerilim sahnesinde çok saçma bir nedenden dolayı bizi geriyorlardı. İlk başta anlamadık ama sonraları bunu bilerek yaptıklarını fark ettik.C.K.: Ben kimsenin etkisinde kalmamak için izlemedim. Herhangi birinin oyunculuğunu, tekniğini taklit etmemek için yaptım bunu.B.H.: Zaten okul atmosferinin içindeyim. Bu yönden ortamı biliyordum. Ama ben de bol bol korku filmi izledim. Filme başlamadan önce çekimlerde hep kulağı yırtan efektlerin kullanıldığını sanırdım. Ama öyle değilmiş. Rollerinize nasıl hazırlandınız? C.K.: Korku ve komedi eşit ağırlıklı. Bu, korku filmleriyle dalga geçen bir film değil. Bence kendine özgü bir film.S.K.: Komedi unsurları olsa da bence bayağı bir gerilim filmi bu.B.H.: Amaç korku filmi çekmekti ama dehşet verici olanla gülünçlük birlikteydi."Yönetmenlerin genç olması bizim için avantajdı" Filmin türü için ne dersiniz? B.H.: Bana göre ekip ve yönetmenlerin genç oluşu büyük avantajdı. Yaşlarımıza en yakın yönetmenlerdi. Oturup her şeyi konuşabiliyorsunuz, düşüncelerinizi söylüyorsunuz.C.K.: Kimse sette ahkam kesmedi. "Ben 40 yaşındayım, bunun gibi 80 film çektim" ya da "Böyle oynarsan böyle olur" diyen birisi yoktu. "Abi ben burayı böyle yorumlayacağım, sen ne diyorsun?" dediğinizde karşı taraf sizi dinliyordu. Karşılıklı bir güven vardı. Bizim onlara teslim olduğumuz kadar onlar da bizim oyunculuğumuza ve zekamıza teslim oldu. Sonuçta çok başarılı oldu. Bir aylık çekimlerde neler yaşandı? S.K.: Korku-gerilim türünü seviyorum. Hayranlık duyduğum bir yönetmen falan yok ama bu tür filmleri izlerim. B.H.: Ben korkudan çok gerilim türünü seviyorum. Bu filmde gerilim daha ağırlıklı. Korku filmlerinde oradan buradan yaratıklar çıkar, kanlar fışkırır. Çok fazla sevdiğim bir tür olmasa da iyi gerilim filmlerini izlerim. Gecenin bir vaktinde izlemek bana keyif veriyor. C.K.: Korku filmlerinden ben de hoşlanmıyorum. Tanımlayamadığımız yaratıkların bir yerleri basması durumu beni korkutmuyor. Gerilimi daha çok seviyorum. Alfred Hitchcocku seviyorum. Gerilim filminde kilitlenirsin, gözünü ayıramazsın ve kendini o durumun içine sokarsın. Mesela gecenin bir yarısı gerçekten de garajda kapalı kalabilirsin. Bir katil gerçekten de gelip seni öldürebilir. Böyle bir şey olabilir hayatta. Durum bu olunca geriliyorsun ve tuvalete giderken her yerin ışıklarını yakıyorsun. Gerilim türünün böyle bir özelliği var. Korku filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz? S.K.: Beni etkileyeceğini hiç sanmıyorum. O film başarılıysa, içine alıyorsa yine gerilirim. "Okul" filminde rol almama rağmen filmi izlerken geriliyorum. Galada bile gerildim.B.H.: Ses tasarımının bir filmi ne kadar etkilediğini galada gördüm. Ne çekildiğini bilmeme rağmen yine de gerildim. Başka bir filmde yine gerileceğime inanıyorum.C.K.: Bütün filmlerin film olduğunu aslında herkes biliyor. Berkin sahnelerinin nasıl çekildiğini, kaç kişinin ne yaptığını, filmdeki dolapların nasıl hareket ettiğini biliyordum ama galada yine de gerildim. Gerilim türünü lezzetli kılan da bu. Bunların hiçbirini düşünmeden içine girebiliyorsunuz."Filmin müziği, görüntü ve ses efekti bomba gibi olmuş" Bir gerilim filminin nasıl çekildiğini artık öğrendiniz. Bu film, seyirci olarak gideceğiniz başka bir gerilim filmine bakışınızı değiştirebilir mi? B.H.: Tür olarak bir ilk. Oyuncuların çoğunun ilk kez uzun metrajlı bir filmde oynamaları ilk. İlkokul gibi bir şey oldu. S.K.: Hepimizin ilk deneyimi oldu ve güzel oldu.C.K.: "Okul", insanları sadece germek için yapılmış bir film değil. Filmde ÖSS de eleştiriliyor. Lise son sınıf öğrencilerinin ne kadar gergin şekilde sınava hazırlandıkları da vurgulanıyor. Bu filmde oynadığınız için kendinizi şanslı görüyor musunuz? S.K.: Sette o kadar gergindik ki Nehir, Melisa ve ben tuvalete bile birlikte gitmeye başladık. Işıkçısı, kameramanı oradaydı ama biz karanlık odalardan geçemiyorduk.C.K.: Ben film çekilirken bir gece salonda çok kötü tıkırtılar duydum. Ama ne olduğuna bakmaya cesaret edemedim. Bu filmle alakalı mı bilmiyorum ama acayip bir şeydi. Film boyunca hiç korkunç bir olay yaşadınız mı? S.K.: Gerçekten çok güzel olduğunu düşünüyorum. B.H.: Küçük monitörlerde müziksiz ve efektsiz izlemiş ve hoşlanmamıştım. Ama bitmiş olarak izlediğimde çok güzeldi. Ses tasarımları bomba gibi olmuş. Taylan Biraderler bir şeyin kapısını açtılar. Risk aldılar, sonuç iyi de kötü de olsa onlar bir iş yaptılar.C.K.: Kurgunun, müziğin, efektlerin bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemiştim. Durul ve Yağmur beni bir kere daha şoke etti. Gençlerin, Türkiyede sinemanın nerede olduğunu görmeleri için bu film iyi bir fırsat. Film bittikten sonra ne hissettiniz? S.K.: Ben karanlıktan ve kedilerden çok korkuyorum.C.K.: Ben köpeklerden korkuyorum. Ama en çok kapıyı açtığımda hırsızla burun buruna gelmekten korkarım. Bir keresinde 20 kişiyle birlikte bir hastanenin asansöründe kalmıştım. Bir anda ışık gitti ve gerçekten çok korkmuştum.B.H.: Bende yükseklik korkusu var. nBERK HAKMAN: Bu film Türkiyede tür olarak bir ilk. Benim de ilk uzun metrajlı filmim. Bu yüzden "Okul", benim için ilkokul gibi oldu.SİNEM KOBAL: Rol almama rağmen filmi ilk kez gala gecesinde seyrettim. Bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmedimCEM KILIÇ: Kurgu, müzik ve efektlerin bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemiştim. Türkiyede sinemanın nereye geldiğini görmek için gençlerin bu filmi mutlaka seyretmesi gerekiyor. Hayatta korktuğunuz bir şey var mı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
"Sette Korkudan Tuvalete Yalnız Gidemedik"
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Su MABEYNCİ & Çetin ATEŞOĞLU :: ..:Sinem Kobal:.. :: Sinem Kobal Haberleri-
Buraya geçin: